Kahve Arası/Coffee Break – Weekly Turkey/U.S. Bilateral & Bilingual Business News and Dialogue

 

Kahve Arası – Amerika’da İletişim

Merhaba! Haftalık “Kahve Arası” buluşmamıza hoşgeldiniz. Bu hafta kültürel farklılıkların iletişimi nasıl etkiledikleri hakkında sohbet etmeyi planlamıştık. Kendi hayatımdan birkaç örnekle sohbeti açayım.

On dört sene önce Vaşington’a geldiğimde ilk dikkatimi çeken tecrübelerden biri başka insanlarla merhabalaştığımızda bu haberleşmenin ne kadar kısa süreli olduğu olmuştu.  “Hi.  How are you?” selamına karşılık “Doing well. How are you?”.  Bu durumu sadece asansöre birlikte bindiğim bir kişi ile değil yolda rastladığım  bir tanıdık, restorandaki garson, çocuğumu yuvaya bıraktığımda gördüğüm başka bir ebeveyn, evimin önünde karşılaştığım komşum, ve de iş ortamında bulunduğum telekonferanslar ve toplantılarda da yaşadıktan sonra dikkat etmem gereken bir konu olarak belirledim.  Burada insanlar böyle kısa kısa selamlaşmayı tercih ediyorlar diye düşündüm.  Yalnız daha önce yaşadığım Michigan’da bu farkı bu denli hissetmediğimi söylemeliyim. Siz yaşadığınız bir şehir ile Türkiye’de başka bir şehirde yaşayan insanlar arasında fark seziyor musunuz?

Sonra yine on sene önce şirketimi ilk kurduğumda uluslararası işletmecilikte kültürel farklılıkların önemi hakkında bir dernek kongresi için bir sunum vermeye davet edildiğimde global bir şirketin farklı ülkelerdeki internet sitelerini birbirleriyle karşılaştırdım.  Hiç bu tarz bir çalışma yaptınız mı?  Biliyorum ki birçoğunuz şirketinizi ya Amerika’da ya da global çapta büyütmeyi arzuluyorsunuz.  Bu egzersizi çok bilgilendirici bulacağınızdan eminim.  Ben zamanında Johnson & Johnson’un ve de birkaç otomobil firmasının sitelerini karşılaştırmıştım.  Amerikan ve genel olarak Anglo Sakson ülkelere hitab eden sitelerdeki bilginin fazlalığı ve de İngilizce dilinin en iyi şekilde kullanılmış olması hemen dikkatimi çekmişti.  Diğer bir fark da kullanılan resimlerin sayısı ve renklerdeki farklılıklardı.

Bugünlerde de Amerika’da sosyal medyanın önemi ve de Uber’dan tutun AirB&B’ye kadar internet olmasa olmaz olan şirketlerin her gün artan sayısı dikkatimi çekiyor.  Bunun iletişim ile ne alakası var diye düşüneceksiniz belki ama Amerika’da yazılı iletişimin önemine ve ilişkilerin iş odaklı niteliğine dikkatinizi çekmek istiyorum.

Tecrübelerim ve okuduğum araştırmalar Amerika’daki iletişimde bazı konuların özellikle önemli olduğunu hissettiriyor:

  • yazılı iletişim: uzun ve detaylı iş anlaşmaları, bilgi verici internet siteleri, sosyal medya paylaşımları, kısa emailler vs.
  • sözlü iletişim: kısa ve öz, ana mesajı net, yapısı net, iş odaklı (ki bu nedenle iş çevrenizi kendinizi çok tanıtmak ve başka bir kişiyi çok tanımak zorunda kalmadan kurabilirsiniz)

Bu farklılıkların köklerinin Amerikan değerlerine ve de tarihine bağlı bir şekilde geliştiklerini görüyoruz.  Aynı Türkiye’de güven sağlanması için ilişkilerin ve ilişkilerin uzun vadeli niteliğinin kökünün Türk insanın tecrübesine bağlı olduğunu gördüğümüz gibi.  Örneğin şunu sorabiliriz.  Türkiye’de ilişkiler neden önemlidir ve bu ilişki anlayışı nasıl gelişmiştir? Ve sadece yakın tarihe bakarak değil eski tarihimizi göz önünde bulundurarak değerlendirsek hangi sonuçlara varabiliriz?  Yaşadıklarımız kültürümüzü, davranışlarımızı, lisanımızı etkiliyor; kültürümüz yargılarımızı, davranışlarımızı, lisanımızı yönlendiriyor.

Kültürel farkındalılık eğitimlerinde başka birçok konu üzerinde daha duruluyor ve de farkındalılık olmadığında bir kültürün insanının diğer bir kültürün insanını nasıl yargıladığını gösteriliyor.  Yargılar da ‘acaba benimle konuşmak istemiyor mu, bana değer vermiyor mu, ama sözü kıt, güvenilmez, bir internet sayfası bile yok, çok vakit harcatıyor, kendine güvensiz, çekingen…’ gibi yargılar olunca konunun ne kadar önemli olduğunu görüyoruz…

Yalnız bugünkü sohbetimizden ‘iletişim’ gibi stratejik bir kanalı aşırtan bir ‘köprü’ ile ayrılmak istiyorum.  Bu köprünün sütunları hem Türkçede hem de İngilizcede varolan iki deyim: ‘Time is money’ ve ‘Vakit nakit’.  Dolayısıyla önemli olan kültürleri anlayabilmek ve kültürler arası benzerlikleri de görebilmek…ondan sonra ver elini işbirlikleri ve güzel işler…

Yorumlarınızı bekliyor gelecek hafta yine keyifli bir ‘Kahve Arası’nda buluşmak üzere diyorum.

 

Coffee Break – Communications in Turkey

Great to reconnect via “Coffee Break”.  This week we had hoped to get back together on communications across the Atlantic. I want to elaborate on the topic with a few stories from my own experiences.

I moved to Washington, DC 14 years ago.  One of the first things that attracted my attention was the short way of greeting when people met in elevators, on the street, in restaurants, when dropping off their kids in school, during meetings or teleconferences in work environments.  I must say that the briefness of these greetings was more pronounced than my experience in Michigan when I lived there for my graduate studies. The typical way of greeting in the U.S. is “Hi. How are you? “ “Doing well. How are you?”.  The other side may even respond by saying “Thank you” only and move on to a business topic without asking the greeter how they are doing.  Have you ever noticed this or thought about this?  If not you may be surprised if you encounter a person in Turkey who is much more interested in how you are doing and who you are in personal life.  How would you feel in that situation?

Another time when I noticed a significant difference in communications in the United States was when I was asked to give a presentation on intercultural differences in business during an association conference.  In preparation for this presentation, I compared the websites of global businesses in different countries.  It was amazing how much information websites in the United States and in Anglo Saxon countries had compared with websites in other countries.  There were also more and different images as well as different color schemes being used in other countries.  Also, the use of English language felt pretty flawless on American websites…I guess naturally…but it’s important to notice as without awareness we may make judgments that lead to unproductive conclusions due to lack of understanding of realities.

And today  we all notice the new type of Internet based businesses such as Uber and AirB&B which could not only not exist without the Internet but also written communications.

So, when working in Turkey you may notice differences in

  • written communications: sometimes lengthier emails, shorter contracts (may realize confusion over long contracts or proposals in your business relations), more concise websites, different English language structures etc.
  • verbal communications: more storytelling, information on history of a subject, lengthier greetings, lengthier conversations over meals like dinners, lunches, coffee breaks, curiosity about your personal identity in addition to professional identity ( a good intercultural exercise is to answer the question “who are you?” with friends and colleagues especially from different countries, then compare your responses and understand the rationale behind differences and similarities)

Culture is communication and communication is culture.  When we are not knowledgeable about our own and other cultures cultural differences in communication can result in unproductive conclusions and have negative business consequences especially because communication is the foundation of all business skills. Does this remind you of your own experienes?  Do not worry if your intercultural experiences were not always too positive. Intercultural studies show that members of one culture can describe members of another culture as “not trustworthy, disrespectful or confusing”.  This is however why the intercultural field is such a treasure chest.  It helps us understand that things may not be what they seem.

However, in the U.S. – Turkey case I would like to share a resource that will hopefully help bridge differences in communication.  The bridge in this case has two columns: the English saying “time is money” and the Turkish saying “vakit nakit” which means “time is cash”. Many cultures have just as many similarities as differences. These reveal them selves when we make the effort to explore.

Looking forward to your thoughts and experiences…an to a great Coffee Break next week.

Holidays in bilateral space:  Continuation of Ramadan

Note: The content of these Turkish/English bilingual blogs are similar but not exact same.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *